
Karabasan neden olur ?
Uyku esnasında gerçeğe yakın kötü ve korkunç rüyaların etkisiyle geçirilen rahatsızlık durumudur Karabasan.. Bazı insanlarda nadiren, bazılarında ise sürekli yaşanan bir sorundur.
Karabasan’dan kurtulmak için öncelikle bu rahatsızlığın kaynağını ve sebebini bulmak zorundayız.. Bilim adamlarına göre, yatış şekli ve insanın psikolojik durumu bu rahatsızlığı tetikliyor.. Bilim adamlarının uyku felci dediği, ancak halk arasında karabasan olarak adlandırılan bu rahatsızlıktan kurtulmak için sünnet olan yatış şekliyle yatmaya çalışmalıyız.. Bilim adamları bu hastalıgı uyku felci adıyla sıradan bir hastalık olarak açıklasa da, uyku esnasında görülen kötü rüyalara ise bir açıklama getirememektedir. Yine bu rüya esnasında dua eden, besmele çeken ve de sureler okuyarak kişinin rüyanın etkisinden kurtulması ve bu sayede uyanmasını kesinlikle açıklayamamaktalar.
Peki Karabasan’dan kurtulmak için ne yapmalıyız ?
Yatmadan önce abdest almak, namaz kılmak, felak,nas ve ayetel kürsi sürelerini okumak gerekir. Yine karabasan olayını yaşadıktan sonra kalkıp namaz kılmak gerekir. Karabasan olayına genellikle yakalanan kişiler boy abdestini ihmal eden erkekler, hamilelik dönemi kadınlar, ergenliğe geçiş dönemi çocuklar olurlar..
Peygamber Efendimiz, bu kötü rüyaların şeytandan kaynaklandığını bildirmiştir.
Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatıyor: “Rasulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Rü’ya üç kısımdır: Biri Allah’tan bir müjdedir. Biri nefsin konuşmasıdır. Biri de şeytanın korkutmasıdır. Biriniz hoşuna giden bir rü’ya görecek olursa, dilerse onu anlatsın. Eğer hoşuna gitmeyen bir şey görürse onu kimseye anlatmasın, kalkıp namaz kılsın.”
Avf İbnu Malik radiyallahu anh anlatıyor: “Rasulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: “Rüya üç kısımdır: “Bir kısmı; ademoğlunu üzmek için şeytandan olan korkulardır; bir kısmı, kişinin uyanıkken kafasını meşgul ettiği şeylerdendir; bunları uykusunda görür; bir kısım rüyalar da var ki, onlar peygamberligin kırkaltı cüzünden birini teşkil eder.”
Ravi Muslim İbnu Miskem der ki: “Ben, Avf İbnu Malik radiyallahu anhe: “Sen, bu hadisi Rasulullah aleyhissalatu vesselam’dan bizzat işittin mi?” dedim. Avf, (iki sefer tekrarla): “Evet! Ben bunu Rasulullah aleyhissalatu vesselam’dan işittim. Ben bunu Rasulullah aleyhissalatu vesselam’dan işittim” dedi.”